Erdoğan’dan Müjde! “Gelin Ürünleri Biz Verelim”

Erdoğan’dan Müjde! “Gelin Ürünleri Biz Verelim”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan Müjde geldi. Gelin ürünleri biz verelim şeklinde açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tarım Kredi Kooperatifleri marketleri için yeni müjdede bulundu.

Tarım Kredi Kooperatifleri marketleri için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan Müjde geldi. Gelin ürünleri biz verelim şeklinde Bir açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan farklı farklı soruları yanıtladı.

Marketlere yoğunluk artınca Erdoğan: "Tarım Kredi Kooperatiflerinin attığı bu adımla biz vatandaşımıza uygun fiyatlı ürünleri ulaştırırken bir yandan da birilerini terbiye ediyoruz."

Ukrayna ziyareti dönüşünde orada yer alan gazeteciler tarafından sorulan sorulara cevap verdi.

Sorulan Soru: “AK Parti'nin 21'inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yaptığınız konuşmada Türkiye Ekonomi Modeline değindiniz, iç tutarlılığı olduğunu söylediniz. Programın gidişatına ilişkin satır başlarıyla bir değerlendirme yapabilir misiniz? Bir de özellikle sonbahar ayları için ağırlıklı olarak enerji faturasındaki yüksek artış nedeniyle ödemeler dengesinde Türkiye'nin sıkıntı yaşayabileceğine ilişkin uluslararası kuruluşların raporları, değerlendirme notları, hepsi üst üste gelmeye başladı. Böyle bir negatif enerji birikiyor sanki sonbahar ayları için. O noktada da bir piyasaya mesajınız olur mu?”

Cevap ise şu şekilde oldu: Türkiye Ekonomi Modeli ile makroekonomik istikrarı sürdürülebilir kılmayı hedefledik. Yüksek katma değerli üretimi artırmayı özellikle hedefledik. Cari dengede kalıcı iyileşmeyi hedefleyen bir politikalar bütünü olarak bunu ifade ettik. Modeli oluştururken ülkemizin geçmiş tecrübelerini, iç ve dış dinamiklerini, sahip olduğu jeostratejik avantajı, Kovid-19 salgını ve sonrasında yeni küresel ekonomik düzenin ortaya çıkarmış olduğu fırsatları kapsayan birçok parametreyi dikkate aldık. Tabii modelin tasarımında serbest piyasa ekonomisi ilkelerinden asla taviz vermiyoruz. Modelin temel politika araçlarını, Türk lirası tasarrufların özendirilmesine yönelik adımlar, selektif kredi politikaları, yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük tedbirler oluşturuyor. Son dönemde model kapsamında uyguladığımız politikaların olumlu sonuçlarını da almaya başladık. Bununla birlikte özellikle IMF'nin yaptığı son açıklamalara baktığımız zaman, Türkiye'nin ekonomik olarak dünya ülkelerinden farklı bir konumda olduğunu, çok daha isabetli bir büyüme parametresini yakaladığını IMF kendisi ifade ediyor. Böyle bir konumdayız ve biz önümüzdeki dönem için ülkemizi olumsuz değil, tam aksine olumlu gelişmelerin beklediğini görüyoruz.

“Ekonomi demişken gündemdeki bir mevzuyla devam edelim. Tarım Kredi Kooperatiflerinde indirimler başladı. Aslında siz yine bir yurt dışı ziyaretinde Tarım Kredi Kooperatifleri market sayısını 1000 yapacağız diye bir söz vermiştiniz. Bu sözünüzü tuttunuz, hatta aştınız. 1000 hedefini yüzde 40 aşmış gözüküyorsunuz şu anda. Tarım Kredi Kooperatifleri ile ilgili indirim olduğu da gözüküyor rakamlarda. Size gelen bilgiler nasıl bu marketlerle ilgili? Devletimiz hakikaten ekonomik olarak büyüyor. Bir yandan da vatandaşın ekonomisi fahiş fiyatlardan dolayı sıkıntı geçiriyor. Bunu daha önce siz de dile getirmiştiniz. Fahiş fiyatı engelleme noktasında sistem yerine oturur mu Tarım Kredi Kooperatifleriyle? İndirimler dönemsel mi kalıcı mı? Kalıcı olur mu bu indirimler?”

Cevap böyle oldu: “Öncelikle Tarım Kredi Kooperatiflerinin attığı bu adımla biz vatandaşımıza uygun fiyatlı ürünleri ulaştırırken bir yandan da birilerini terbiye ediyoruz. Şu anda Tarım Kredi Kooperatiflerinin 1300-1400 marketi var. Biz şimdi Tarım Krediye diyoruz ki 'Tarım Kredi de ki market açmak üzere bana işte 250, 300, 400 metrekarelik bina ile gelin. Ürünü biz verelim. Sen ürün için işletme sermayesi koyma. Onu Tarım Kredi sana versin.' Bunu niye diyoruz? Şu andaki market sayısını 1400 değil, 2 bine, 2 bin 500'e çıkaralım ve piyasayı Tarım Kredi olarak biz balanse edelim.”

“Çünkü bizim derdimiz burada para kazanmak değil. Bizim tek derdimiz var; vatandaşımıza bir kaliteli ürün, iki ucuz ürün sunalım. Mesela et ürünleriyle ilgili bunu sadece koyun kuzuda değil, büyükbaşta da yapalım. Şimdi bakın hemen muhalefet çılgına döndü; 'aldatıyorlar, kandırıyorlar, yok şöyle yok böyle' falan filan. Ya şu anda Tarım Kredi raflarında ürün kalmadı. Yoğun bir şekilde ürün yetiştirmeye çalışıyorlar. Ben iki gün önce genel müdürle de konuştum, dedim süratle depoların sayısını da artıralım, bu depolarla da Türkiye genelinde marketlerimize ürün yetiştirmede sıkıntı yaşamayalım. Şu anda gerek bakanım gerek genel müdürümüz bu çalışmayı hızla devam ettiriyorlar. Zaten bu Tarım Kredi marketlerindeki olayla, diğer zincir marketler fiyatları hemen indirmeye başladılar, başlayacaklar. Bizim derdimiz zaten para kazanmak değil. Burada tek derdimiz piyasayı balanse etmek, vatandaşa ucuz, kaliteli ürün yetiştirmek.”

Son olarak şu soru soruldu: “17 Ağustos depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Kentsel dönüşümde hangi noktadayız? Bir de büyük bir çoğunluk sosyal konut projesini merakla bekliyor. Burada ayrıcalıklı kesimler, kota ayrılan kesimler genişletilecek mi? Mesela engelliler de bunun içerisine alınacak mı?”

Son soruya cevap olarak ise şu açıklamalar geldi: “Depreme karşı tedbirlerimizi kararlılıkla sürdürme gayreti içindeyiz. Bu kapsamda kentsel dönüşüm adımları önceliklerimiz arasında bulunuyor. 20 yılda TOKİ'yle 1 milyon 170 bin konut ve işyeri yaptık. Şu anda 81 ilimizde 350 bin konutun dönüşümüne hızla devam ediyoruz. 60 bin konutluk Büyük İstanbul Dönüşümü kapsamında Esenler'deki ilk etap konutların teslim törenini nasip olursa bugün yapacağız.”

“Sosyal konut kampanyamızla da hedefimiz 2+1, 3+1 konutlarla halkımızın taleplerine cevap vermek. Bu konutlardan engelli kardeşlerimiz, şehit ailelerimiz ve gazilerimiz, emekli vatandaşlarımız da yararlanabilecek. İlk kez gençler ve yeni evli kardeşlerimize de ayrı bir kontenjan ayırıyoruz. Vatandaşımıza en uygun fiyatları ve ödeme seçeneklerini sunacağız. Tabii burada şunun üzerinde ısrarla durmakta büyük fayda var. Bakın Avrupa'nın birçok ülkesinde şu anda depremde, selde, çeşitli afetlerde konut yetiştiremiyorlar, konut vermiyorlar; oralardaki kentsel dönüşümü, değişimi yapamıyorlar.

Fakat biz Bingöl depreminden tutun Van, Malatya, Elazığ depremlerine varıncaya kadar bütün buralarda süratle, bir yılı bulmadan hemen altyapısıyla, üstyapısıyla konutlarımızı yaptık ve vatandaşlarımıza bunları yetiştirdik. Kendisi tabii rahmetli oldu ama Sayın Ecevit'in başbakanlığı döneminde biz bir Gölcük depremini yaşadığımız zaman bırakın siz evleri, çadır bile yoktu. Ben o zaman Belediye Başkanı değildim, cezaevinden çıktım, doğru bölgelere gittim ve o bölgelerde vatandaşla hemhal olduk.

O Gölcük ne haldeydi, Sakarya ne haldeydi, Yalova ne haldeydi? Yapabildiler mi? Yapamadılar. Ama biz hamdolsun hepsinde de geldik ve oraların bütün konut ihtiyaçlarını, taleplerini karşıladık. İşte Malatya'ya bakın, aynı şekilde konutlardan ahırlarına varıncaya kadar yaptık, teslim ettik. Bu iş, aşk işidir ve aşkınan koşan yorulmaz. Bundan sonraki süreçte de bu böyle devam edecek.”

Kaynak:kamupersonelialim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.